BİtPazari
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
BİtPazari

Ne Ararsan Bu Sitede Var :)
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Yaşayan Efsane Feridun Düzağaç Fan Clup

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
cevdo

cevdo


Mesaj Sayısı : 168
Kayıt tarihi : 06/03/10
Nerden : Gelcen Mi?

Yaşayan Efsane Feridun Düzağaç Fan Clup Empty
MesajKonu: Yaşayan Efsane Feridun Düzağaç Fan Clup   Yaşayan Efsane Feridun Düzağaç Fan Clup EmptyPerş. Mart 25, 2010 6:35 pm

Hayatı


Feridun Düzağaç, 10-ekim 1968'de Adana'da doğdu. İlk kez Mersin'de bir grubun solisti olarak insanların karşısında şarkı söylemeye başladı.

1988’de aynı üniversitede "okuduğu" dört arkadaşıyla kendi müziklerini üretmek ve kendi şarkılarını yazmak için kurdukları TINI grubuyla "şarkı yazmanın kutsal yükünü" keşfetti ; ilk bestesi Özdemir Asaf’ın "Lavinia"sı özel radyoların ilk günleriydi ki Ferdi Tayfur’un "Emmoğlu"sunun ardından bir ulusal radyoda en çok istek alan ikinci şarkı oldu.

1990 yılında yine aynı üniversitedeki 13 amatör şair arkadaşıyla "ilk rüzgar" adını verdikleri antolojik formatlı şiir kitabında yazdıklarını yayınladı ve fırsatını bulup, iki yıl uzattıktan sonra 1992 yılında Çukurova Üniversitesi İktisat Fakültesi İngilizce İşletme bölümünden mezun oldu. 5 yıllık paylaşımının anısına kaydettikleri TINI demosu 1994 Kasımında "Öğrenci İndirimi" adıyla Ada Müzik’ten yayınladı.

1995 Ocak ayında Sevgi Güryay'la hayatını birleştirdi. Aynı yılın Aralık ayında babası Salih Mete Düzağaç'ı trafik teröründe yitirdi.

Askerde yazdığı şarkılarını topladığı "Beni Rahatta Dinleyin" albümünü 1997 Ocak ayında, İstanbul'da yazdığı şarkılardan oluşan ikinci solo albümünü "Köprüden Önce Son Çıkış" ile 1998 temmuzunda sevenleriyle buluştu.

1999'un 2 kasımında minik prensesi Tuya Naz'ına kavuştu. 2000 yılında yayınlanan "Bülent Ortaçgil'e Saygı" albümüne onun Sevgi şarkısıyla konuk oldu.

Tam 33 ay sonra yine tamamen kendi şarkılarından oluşan "©️ Tüm Hakları Yalnızlığıma Aittir" albümü 2001 Mayısında dinleyicisiyle buluştu.

2003 yılında ise "Orjinal Altyazılı" albümünü çıkarttı.
2004 ağustos ayında ara albüm olan "Uzun Uzun Feridun Düzağaç"'ı çıkarttı.

İlk Sinema Filmi

Yaşayan Efsane Feridun Düzağaç Fan Clup 932afis4955if9




Feridun Düzağaç'ın ilk sinema filmi "Gece 11:45"'in çekimlerine başlandı. Düzağaç, sokaklardan kağıt toplayarak hayatını kazanan mutsuz bir adamı canlandıracak.

Gece Gündüz Yapım'ın yeni sinema filmi projesi "Gece 11:45"in çekimleri başlıyor. Senaryosunu sinema yazarı Burak Göral'ın yazdığı ve Ercan Durmuş'un yönettiği "Gece 11:45"'in başrollerini ünlü müzisyen Feridun Düzağaç, Yelda Reynaud ve Yiğit Özşener paylaşıyor. Filmin diğer rollerinde ise Nihat Odabaşı, Yasemin Öztürk, Mehtap Bayri, Nail Kırmızıgül, Emin Gümüşkaya, İştar Gökseven, Fatih Kaçan, Demir Karahan, İlhan Alpay, Teberik Gürbüz ve Tolga Durmuş, yer alıyor.

4 Temmuz'da başlanacak olan filmin çekimlerinin, bir ayda tamamlanması planlanıyor. Bir kent hikayesi olarak kurgulanan "Gece 11:45", gündelik yaşam içinde hep karşılaşılan ama üzerinde pek fazla düşünülmeyen kişileri kahraman olarak seçmiş bir film. Filmin ana mekanları, kent yaşamının da temel taşları olan sokaklar ve apartmanlar. İstanbul'da geçen filmin çekimleri Beyoğlu, Beşiktaş, Şişli, Sultanahmet, Balat ve Çetin Emeç Parkı'nda gerçekleştirilecek.

Bir kent hikayesi olarak kurgulanan Gece 11:45, gündelik yaşam içinde hep karşılaşılan ama üzerinde pek fazla düşünülmeyen kişileri kahraman olarak seçmiş bir film. Filmin ana mekanları, kent yaşamının da temel taşları olan sokaklar ve apartmanlar. İstanbul'da geçen filmin çekimleri Beyoğlu, Beşiktaş, Şişli, Sultanahmet, Balat ve Çetin Emeç Parkı'nda gerçekleştirilecek.





Feridun Düzağaç İle Röpörtaj


Yedinci albümünü piyasaya çıkaran Feridun Düzağaç, kızı sayesinde hayatla barıştığını söylüyor


"Uykusuza Masallar" isimli yedinci albümünü piyasaya çıkaran ve müzikte 22 yılı geride bırakan Feridun Düzağaç, kızı sayesinde hayatla barıştığını söylüyor: "Her insan evladından gurur duyuyordur ama benim hayatımdaki en büyük öncelik o. Gülümsemeyi, gülebilmeyi, kendimle eğlenmeyi onunla öğrendim. Onunla birlikte şu an ilkokul üçe gidiyorum. Bana müthiş bir motivasyon oldu. O şarkıları yazan küskün, kalbi kırık adamı ıslah etti, değiştirdi."

"Uykusuza Masallar" albümü baştan sona bir kadına mı yazıldı?

Genelde aşk üzerine diyeceğim bir şey varsa, bir kurgu üzerinde yazarım söylemek istediklerimi. Bu kez tamamen yaşadığım olaylar üzerine yazılan şarkılar var albümde. Albümde dört şarkı yaşanılan, biten ve hálá devam eden ilişkiler üzerine yazılmış şarkılar.

Yine bir şair edası sezinleniyor şarkılarda ama sözlerin yalın olmasına dikkat edilmiş gibi...


Şair edasından en çok kaçındığım albüm oldu, hazırlanma aşaması da uzun sürdü. Diğerleri de bildiğim, yazabildiğim, derdine düştüğüm şarkılardan oluşuyor. "Kara Kara" gibi 40 yaştan aldığım cesaretle yarı bilge gibi takıldığım şarkılar oldu ki, "Hazır Cevap"ı da buna ekleyebiliriz. "Orijinal-Altyazılı" fırtınasından sonra daha eğlenceli şarkılar yazmak istediğimi söylemiştim. Bu albüm öncesinde de tamamen eğlendiren şarkılar seçtim fakat sonra baştan sona değiştirdim.

Yani "Orijinal Altyazılı"dan farklı bir albümle karşı karşıyayız...

Kariyerimde bir daha başıma geleceğini düşünmediğim bir albüm "Orjinal-Altyazılı". Bir patlama noktası aslında. İlk üç albümde yavaş yavaş bir yere gelen bilinirlik ve anlaşılırlık durumunun ayyuka çıktığı bir albümdür. "Alev Alev" ve "Boş Ders" şarkılarının çok büyük etkisi vardır albümün patlamasında. Halk konserlerinde o trajediyi de yaşadık mesela sadece "Boş Ders" çaldığında gelip sonrasında gidenler oluyordu, dizinin finalini soruyorlardı. Bir daha olacak bir şey değil. Açıkçası "Orjina- Altyazılı"nın popülaritesini bir daha yaşamak istemem.

Popülarite kötü bir şey mi? Siz neden bunu istemiyorsunuz?

Hayatımın özel kısmına kadar nüfus eden bir noktaları olmuştu. Yani artı ve eksi kutuplarda çok uç şeyleri yaşadım. Onun getirdiği bilinirlik maddi ve manevi anlamda çok işime yaradı ama şimdi her şey yolunda gidiyor ve çıktığım zamana göre çok daha tanınır bir insan olmama rağmen yine de şarkıları tüm genç kitleye hitap edecek bir adam değilim, olması da mümkün değil zaten. Benim sadelikten anladığım şey böyle bir his içermiyor ve dinleyicinin de bu duruma kaygılandığını görüyor ve hissediyorum.

Sizi küstürdüklerini söylemiştiniz. Bu durumlar nelerdi?

"Tüm Hakları Yalnızlığıma Aittir" albümünden sonra yaşadım. "Dipteyim Sondayım Depresyondayım" çıkış şarkısıydı. Önce yazılı basında "Herkesin morali bozuk böyle bir şarkı mı olur" denildi. Sonrasında Göksel’in "Depresyondayım" parçasıyla çakışınca iyice geri planda kaldı. Bırakın egomun okşanmasını, hayatımı devam ettirmekte zorlanıyordum. O zaman "Ben ne yaptım" diye çok sordum kendime. Çok kişisel kırgınlıklar da var bu durumlar içerisinde. Zaten benim alınganlığım çok can sıkıcıdır.

Alıngan, az uyuyan, çok hassas bir insansınız... Hatta bir röportajınızda "Tüm antidepresanların adını bilirim" demiştiniz...

Aslında uyumak isteyip de uyuyamayan diyelim. Çoğu zaman barlarda kendini kaybeden insanları gördüğümde gıpta etmişimdir çünkü hiçbir zaman öyle biri olamadım. Çok kontrollüydüm hálá da öyleyim. Çünkü ben ve kardeşlerim öyle bir nezaket ortamında yetiştirildik ki, böyle oldu. Şimdi kızım da bende olmayan birçok şeyi görüyorum ve "Evet böyle olması gerekiyormuş" diyorum. İncelik takıntısı insanın hayatını çok zorlayan bir durum yaratıyor.

Kızınız hayatınıza başka neler kattı?

Kızımın üzerine günlerce konuşabiliriz. Her insan evladından gurur duyuyordur ama benim hayatımdaki en büyük öncelik o. Gülümsemeyi, gülebilmeyi, kendimle eğlenmeyi onunla öğrendim. Onunla birlikte şu an ilkokul üçe gidiyorum. Bana müthiş bir motivasyon oldu. O şarkıları yazan küskün, alıngan, kalbi kırık adamı ıslah etti, değiştirdi.


Albüm isimleri üzerine bazı çevrelerin düşündüğü gibi çok kafa yoruyor musunuz?

Kimsenin albüm isimleri üzerine bu kadar yorum yapılmamıştı. İnsanların kafa yorması hoşuma gidiyor. Gıyabımda bu yanlış bir ekşisözlük algılamasıdır. Onlar albüm isimlerini bulurken kılı kırk yardığımı düşünüyor ama hiç de öyle değil. Genelde stüdyo süreci bittiğinde, o tatlı gerginliği attığımda bir anda aklıma gelen şeyler oluyor. Bana göre kızımıza isim koyarken nasıl özenip, bezendiysek; albüm ismini de öyle koymak gerekiyor. "Uykusuza Masallar"la ilgili temel dileğim çok dinlenip, insanların uykusuz kalması. Biraz kızımla yaşadığım, onu uyutmayı başaramadığım bir gecenin de etkisi olduğunu söyleyebilirim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://bitpazari.1talk.net
 
Yaşayan Efsane Feridun Düzağaç Fan Clup
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
BİtPazari :: Eğlence :: Fan Club :: Sanatçı Fanları-
Buraya geçin: